Çünkü birçok alışkanlığımızı ve iş yapma şeklimizi değiştirmemiz gerekiyordu. Bu yüzden internetin gelişimindeki ilk aşama yaklaşık 10 yıl sürdü. Birçok bilgi web sayfaları aracılığıyla sanal ortama taşındı. Bilgiler, internete bağlanma lüksüne sahip kullanıcıların faydalanabilmesi için ortak bir alanda durmaya başladı. Gün geçtikçe daha fazla bilgi internette paylaşıldı. Ancak bilgi aktarımı için kullanılan platformlarda zamanla sorunlar ortaya çıktı.

Sorun internet sayfalarının hazırlandıktan sonra güncellenmesiyle ilgiliydi. Sayfalar tamamen statik (sabit) ve değiştirilmesi çok zor durumdaydı. Ufak bir güncelleme için bile ciddi çaba gösterilmesi gerekiyordu. Bu da internet sayfalarının başlangıçta sanıldığı gibi sabit kalmayacağını anlamamızı sağladı. Yaşayan yani dinamik internet sayfaları bu şekilde hayatımıza girdi.

Artık sayfalar bir veri tabanına bağlanıyor, bilgiler veri tabanı aracılığıyla internet sayfalarında gösteriliyordu. Veri tabanı kullanılması geriye dönük olarak bilgi saklanmasını da sağladığı için arşiv yapma imkanı da veriyordu. Bu aşama aslında biraz kademeli olarak ilerledi. Sayfaların yaşayan yerleri yavaş yavaş arttı. Sonunda güncellenmeyen yerler çok az kaldı.

Paylaşımın değişime katkısı

Dinamik internet sayfaları, internet üzerinden yapılabilecek farklı işleri gündeme getirmeye başladı. Çünkü insanlar internet üzerinde yapabildiklerini arkadaşlarıyla paylaşmak istiyorlardı. Bu istek ilk olarak mail hizmetlerini (Hotmail, Yahoo vb.), ardından arama motorlarını (Google vb.), sonrasında da sosyal paylaşım alanlarını gündeme getirdi.

YouTube, sosyal paylaşım alanlarının ilklerinden oldu. İnsanlar burada kendilerinin ve başkalarının hazırladıkları videoları izliyor, bu videolara yaptıkları yorumlarla yazılı olarak iletişim kurabiliyorlardı. Bir süre sonra dünyayı saran başka bir sosyal paylaşım alanı olan Facebook ortaya çıktı. Çok sevildi, çünkü uzun zamandır görmediğimiz arkadaşlarımızı bu ortam sayesinde bulabildik. Belirli bir arkadaş listesi oluşturduktan sonra Facebook yavaş yavaş kızışıyor.

Çünkü video ve fotoğraf paylaşımları yapılabildiği gibi insanların neleri sevip, neleri sevmediklerini izledikleri videolardan ve yaptıkları yorumlardan anlayabiliyorsunuz. Bir arkadaşınızın hangi sanatçıları sevdiğini, ne tarz müzikten hoşlandığını bu ortamlar sayesinde öğrenmek çok kolay hale geliyor. Bu da yeni bir ufuk açıyor internet dahilerinin önünde.

Daha dinamik sayfalar

Amerikalı Jason Goldberg, online internet uygulamaları alanında önemli işler başarmış bir isim. İnternetin dâhi çocuğu olarak nitelendiriliyor. Goldberg, hafta içinde konferans vermek üzere İstanbul'a geldi. Salı günü katıldığım "İstanbul'da Bir Web 2.0 Dehası: Jason Goldberg" başlıklı konferansında sanal ortamda gidilecek nokta konusunda verdiği bilgi; insanlarla yaşayan sayfaların kalıcı olacağı yönündeydi.

Xing'den verdiği örnekte geçtiğimiz 2008 yılı içinde Xing üzerinden düzenlenen 90.000 etkinlikte 460.000 iş hayatı profesyonelinin bir araya geldiğini söyledi. Facebook üzerinden örneğine devam eden Jason, insanların mobil oldukları anda bile Facebook'u takip ettiklerini ve o an ne yaptıklarına dair bilgileri diğer kullanıcılarla paylaştıklarını söyledi. Bunun bir adım ötesinin sizi daha fazla bilgilendiren sayfalar olacağını söylüyor.

Örneğin İstanbul'dan Ankara'ya seyahat planlıyorsunuz. Bu seyahate dair bilgileri sosyal paylaşım sitenize verdikten sonra site sizin için Ankara'daki arkadaşlarınızı ve sizin gideceğiniz tarihler arasında neler yapacağını görmenizi sağlayabilir.

Ayrıca Ankara ile ilgili güncel haberleri, yol durumunu, hava sıcaklığı bilgisini, Ankara'daki sinemaları ve vizyondaki filmleri görebilmenizi, Ankara'daki arkadaşlarınızdan birini gitmek istediğiniz filme davet etmenizi ve bunların hepsini online olarak internet üzerinden yapabileceğinizi anlattı. Burada yapılabileceklerin hayallerle sınırlı olduğunu da söyledi. Goldberg, uygulama geliştiricilerine kapıyı açık bırakıyor ve hazırladığınız uygulamaları bizimle paylaşın ki herkesin faydalanmasını sağlayalım diyor.

İş tabanlı paylaşım alanı

Jason Goldberg konferansta, "Kullanıcılar sizden daha çok biliyor, onlara kulak verin." dedi. Bu sözü iş hayatında kural olarak uyguladığından bahsetti. Bu ne demekti? Şu ana kadar internet üzerinde uygulama geliştirirken kullanılan bir yöntemin tamamen değişmesi demekti. Yani artık fikirlerinizi en ince ayrıntısına kadar planlayıp hazırladıktan sonra insanlarla paylaşmak yerine, fikirlerinizi hızlıca hayata geçirip insanlarla hemen paylaşın demek. 'Yanlışlarınızı veya olması gerekenleri kullanıcılar size söyler' demekti. Goldberg, söylediklerinde haklı olmalı ki, hazırladığı platformlar büyük firmalar tarafından ciddi rakamlar ödenerek satın alınıyor. Jason Goldberg şu anda ürününü satın alan Xing firmasında üründen sorumlu genel müdür yardımcısı olarak çalışıyor. Xing dünyada 7,5 milyon üyesi olan iş tabanlı sosyal bir paylaşım alanı. Bunun yanında Social Median Jason'un kurup sattığı şirketler arasında. Önümüzdeki günlerde internet hayatımızı daha fazlasıyla sarmaya hazırlanıyor. Şu ana kadar yaşadığımız süreçte biz interneti sevmiştik. Ama sanırım daha da fazla seveceğiz.